Haluk Tosunlar ,



Haluk Tosunlar’ın askerlikteki ilk görev yeri İstanbul Kartal-Maltepe 2.nci Zırhlı Tugay Topcu alayında Batarya Komutanlığı idi. Astlari ve üstleri tarafından sayılan ve sevilen Üsteğmen Haluk Tosunlar, 12 Mart 1971 rüzgarı ile 1972 yılında re’sen emekliye ayrıldı. Kuşadasına yerleşti ., Sivil yaşama aynı dönem ordudan ayrılan arkadaşlarıyla birlikte küçük bir dükkanda turistik eşya satışıyla başladı.
Okuma , araştırma ve kültürel yaşama katkı isteği ile bir sure sonra  kitapevi açtı. 

Kuşadası’nda entelektüel birikimi, sıcakkanlı kişiliği ve ilçenin kültür sanat yaşamına yaptığı katkılarla tanındı ve sevildi, çocukların ’Noel Baba’ diye seslendiği, Kuydaş Kitapevi’nin sahibi Haluk Tosunlar (60)  arife günü kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

Tosunlar, Adalızade Mezarlığı’nda gözyaşları arasında toprağa verildi. Tosunlar’ın cenazesine aralarında sanatçıların da bulunduğu kalabalık bir kitle katıldı. Sevilen kitapçının mezarı başında bir konuşma yapan şarkıcı Suavi, "Tosunlar bilgi, birikim ve davranışlarıyla Kuşadası’nı aydınlatan bir misyona sahipti. Kuşadası Haluk Tosunlar’a çok şey borçludur." dedi.

 

HALUK TOSUNLAR’ın Kuşadası’na kültürel katkılarını anlatan Aşağıdaki yazı tanınmış araştırmacı yazar Emre Kongar tarafından Kuşadası seyahati sonrası yazılmıştır..

Bu tatil yazısında, ne ülkeyi pençesine almış olan yağma kültürünün kıyı kentlerine büyüteç altında yansıyan olumsuz sonuçlarından, yani betonlaşmadan ve politikacı-mafya ilişkilerinden, ne de tatilde yaşanan can sıkıcı olaylardan söz edeceğim.

Bu sütunu sürekli okuyanlar bilir, ben yaşadığımız tüm olumsuzluklar içinde rastladığım güzelliklerden heyecan duyan ve bunları sevinçle, okurlarıyla da paylaşmak isteyen bir "köşe yazarı" olmaya çalışıyorum.

İşte bugün de size, Kuşadası'ndaki bir güzellikten, şaşırtıcı ve sevindirici bir "çekirdek"ten söz etmek istiyorum.

KUYDAŞ, bir kitabevi.

Tam adı, "Kuşadası, Yayın ve Dağıtım Anonim Şirketi".

Sahipleri, Nuray Bayhan ve Haluk Tosunlar isimli iki güzel insan.

Bu insanlar bir süre önce Kuşadasına gelip yerleşmişler ve buradaki "aydınlık" insanlarla güzel bir çekirdek oluşturmuşlar.

Kitabevinde, imza günleri, söyleşiler ve resim sergileri düzenliyorlar.

Biz Kuşadası'na vardıktan bir gün sonra, bir karma sergi açtılar.

"Yaz ayları boyunca ya da yaz-kış Kuşadası'nda yaşayıp, sanatsal yaratımlarını bu yörede sürdüren 10 sanatçının" resimlerini sergiliyorlar.

Aralarında Mürşide İçmeli, Veysel Günay Yalçın Gökçebağ gibi çok ünlü isimlerin de bulunduğu 10 ressamın sergisinin açılışına Aydın Valisi bile gelmiş.

Ben geç gittiğim için görmedim, onun için "gelmiş" diyorum.

Tam satırları yazarken, (perşembe günü) elden bir davetiye daha geldi. 8 Ağustos Cumartesi günü Dursun Akçam için söyleşi ve imza günü düzenlemişler. Akçam, Kuşadası'nda bitirdiği "Ucu Ucuna Yaşam" adlı son yapıtını imzalayacak.İşin asıl güzelliği, KUYDAŞ'çıların dostlarıyla birlikte, Kuşadası'nı kültürel açıdan kalkındırmak için giriştikleri öteki projeler.

Bir yandan, toplumu "mafya imajından" temizlemek için Ticaret Odası ile işbirliği halinde çaba gösterirken, öte yandan kalıcı olacak ve doğrudan üretime dayalı bir festival üzerinde çalışıyorlar.

Başka Veysel Günay olmak üzere, tüm sanatçılar ve aydın Kuşadalılar da KUYDAŞ'çılarla el ele, bu güzelliklerin arttırılması için kolları sıvamışlar. Bu vesile ile, Veysel Günay üzerine İbrahim Çiftçioğlu'nun hazırladığı "Bir Yaprakta Bütün Dünya" adlı bir de enfes kitap edindim. Bilim Sanat Galerisi yayınlarından çıkan bu kitabı bütün sanatseverlere tavsiye ederim.İşte size iki güzel kitap, ve bir avuç güzel insan haberi ile dolu bir "tatil yazısı".

Yaklaşan seçimlerin, tüm ülkede çirkinlikleri yaygınlaştıran politikacıları tasfiye etmesini, sanatın ve sanatçının güzelliklerini simgeleyen ve çoğaltan politikacıları işbaşına getirmesini dilerim.