Tahsin İlker Metin,

Ben, Tahsin İlker Metin 1959 yılında eğitim ve öğretime açılan Selimiye Askeri Orta Okuluna Erzincan Askeri Orta Okulundan naklen geldim ve 3. sınıf 1. Kısımda 1658 Apolet Numarası ile bir yıl okuyarak 1960 yılında mezun oldum ve Kuleli Askeri Lisesine gönderildim.
 
Okulun ilk mezunları arasında olmaktan mutluluk duyuyorum.
 
 
1945 yılında Çemişgezek' te doğmuşum.  Rahmetli Babamın memur olması dolayısı ile Anadolunun çeşitli şehirlerinde çocukluk ve ilkokul dönemim geçti.
Ortaokul için sınavı kazanarak Erzincan Askeri Lisesi Ortaokul kısmına girdim. Orta 1 ve Orta 2 sınıflarını geçtikten sonra Orta 3 için yeni açılan Selimiye Askeri Orta Okuluna gönderildim. 1960 yılında mezun oldum ve 1963 yılında Kuleli Askeri Lisesini bitirdikten sonra Kara Kuvvetlerinden verilen kontenjandan İstanbul Teknik Üniversitesinin sınavlarını kazanarak Makina Fakültesine girdim.  Askeri Öğrenci olarak 5 yıl okuduğum okuldan 1968  yılında Makina Yüksek Mühendisi Teğmen olarak mezun oldum.
 
Kara Kuvvetlerinin çeşitli Askeri Fabrikalarında ve Karargahlarında Yüksek Mühendis olarak görev yaptım. 1988 yılında kendi isteğimle Yarbay rütbesinden emekli olarak  özel sektöre geçtim. 1988-1991 yıllarında Alarko Holdingte Genel Müdür Yardımcılığı,  1991-1995 yıllarında Başarı Elektronik A.Ş. de Savunma Projeleri Koordinatörü olarak görev yaptım. 1995-2006 yıllarında Kendi şirketimle Askeri Projelere katkı sağladım.
 
Yaklaşık 40 yıllık hizmetim sırasında gerek üniformalı olarak ve gerekse sivil olarak birçok askeri projeye aldığım eğitim sayesinde katkı sağlayarak milletime olan borcumu ödemeye çalıştım.


Tahsin İlker Metin’in anılarından..

 

Okulda herkesin bildiği bir Karabela vardı.  Bu nereden çıktı ?  Bizim sınıfta Aslan Anıl isminde çok muzip bir arkadaş vardı. Ablası da okulun kütüphanesinde memur olarak çalışırdı. Bir akşam yine bizim sınıf arkadaşı Cumhur Volkan a şaka yapmak için bir kağıda falan saatte falan yere şu kadar para bırakmazsan Karabela gelecek yazdı ve altına imza olarak bir kuru kafa çizdi. Bu kağıdı Cumhurun yatağının içine koydu. Cumhur gece yatağa gelince kağıdı okudu ve bembeyaz oldu. samimi olduğu arkadaşlarına anlattı. Ertesi akşam aynı benzer kağıtlar başkalarının yataklarına da konmaya başladı ve bu iş yayıldı. İstanbulda velisi olanlar anne babalarına anlattılar ama ne hikayeler uyduruldu. Karabela geceleri okulun bodrum katlarındaki dehlizlerlerden çıkıyormuş ta ayaklarında kocaman yaylar varmış ta gözleri projektör gibi parlıyormuş falana falan tam bir kurgu filmi. İş bu kadar büyüyünce Aslan da ortaya çıkıp ya ben bir şaka yaptım demeye korktu…

Komutan işin incelenmesi için Öğretmen subaylardan Faruk Çağlayana görev verdi. O da bir akşam sınıflara gelip herkesin birer defterini topladı ve Aslanı el yazısından buldu.  Daha sonra aslanı çağırdılar ablası da okulda sevilen bir memur olduğu için Aslan da Komutandan özür dilediğinden iş kapatıldı.  Aslan arkadaşımız çok becerikli zeki ama hiç ders çalışmayan ve çok sevdiğimiz birisiydi. Daha sonra Kulelide yine benzer yaramazlıklar yüzünden ayrıldı. Nerededir şimdi bilemem...

24 Aralık 2008