SELİMİYE ASKERİ ORTAOKULU TARİHÇESİ

 

 



Emekli Albay Cenap DURU ,

 

Selimiye Askeri Ortaokulu 1959 girişliyim. I nci sınıf , 12 nci Kısımdan , yaka numaram : 1038 ..

 

 

 

Sınırlı belgeler üzerinden ve sizlerden gelen resimlerle oluşturmaya çalıştığım Selimiye Askeri Ortaokulu tarihçesini
 40 dakikalık bir süre içinde sunacağım.

 

 



Sayın Komutanım , Onursal Selimiyeli Org. Sayın Ergin SAYGUN ,

 

Aramızda bulunan diğer Komutanlarımız :



Yoğun görevleri arasında vakit yaratarak  bizlerle birlikte olmak için aramızda bulunan

 

- EDOK Komutanı Org.Sayın Erdal CEYLANOĞLU

- GATA Komutanı Korg.Sayın Hasan MEMİŞOĞLU ,



Selimiye’ye attığımız ilk adımdan itibaren bizleri şefkatle kucaklayan ve bugünlere yetiştiren okul idaresinin değerli mensupları,

 

Muhterem öğretmenlerimiz  



Bizleri cumhuriyet kuşağının inanç ve kararlılığıyla eğiten, minicik yüreklerimizi yurt sevgisiyle dolduran ve
bilgiyle donatan muhterem öğretmenlerimiz,

 

Silah arkadaşlarımız



1959 yılından bu yana , canımızı ve kanımızı bu vatan için feda etmeye and içerek , birlikte aynı karavanaya
kaşık salladığımız  ,  silah arkadaşlarımız,

 

Kendileri sivil , ruhları asker kalanlar

:

 

Üniformalarına  erken veda etseler  bile askerlik disiplini ve arkadaşlık  duygusunu bu güne kadar taşıyan  sevgili arkadaşlarımız,

 

 

Selimiye Askeri Ortaokulu’nun kuruluş günlerini ilk anından itibaren yaşayanlar

 

Aramızda Selimiye Askeri Ortaokulu’nun kuruluş günlerini ilk anından itibaren yaşayanlar dururken,
  burada sizlere sunmaya çalışacağım kuruluş öyküsü ve okulun kısa ama anlamlı eğitim-öğretim yaşamı
hakkında hatırlatacağım bilgiler şüphesiz yeterli olmayacaktır.

Ancak, kutlamalar süresince, kendileriyle beraber olacağımız büyüklerimizin dillendireceği anılar ve arkadaşlarımızın
anlatacağı hikâyeler geçmiş günlerimiz hakkında daha net ve kalıcı bir tarih oluşturmak için eşsiz bir fırsat yaratacaktır.

 

İlk günler  



Yıl 1959..

Ağustos ayının ilk günleri ..

 

Kurmay Albay Ferit ERDOĞAN, İstanbul’da ‘’Yüksek Kumanda Akademisi ‘’ öğretmeni iken
Selimiye Askeri Ortaokulu Komutanlık görevine atanıyor…

 

Tümen karargâhının eski komutanlık odasına 53 üncü Alaydan getirilen eski bir masa ve birkaç
sandalyeden ibaret
, perdeleri olmayan, çıplak duvarlarında çivil artıkları bulunan, elektrik tesisatı
ve ampulleri sökülmüş makamında!   göreve başlıyor..

 

Kışlanın ilk günleri



O günlerde kışla 8 inci Tümen tarafından büyük kısmıyla henüz tahliye edilmiş…
Kışlada halen 53 üncü Piyade Alayı mevcut. Kışlanın kuzey cephesini ‘’İnhisarlar idaresi ‘’ işgale devam etmekte…

 

Selimiye Askeri Ortaokulu kuruluş personeli  

 

 

 (Araştırmacı arkadaşımız Günay KIRAL’ın yaptığı bir çalışmaya göre )
Selimiye Askeri Ortaokulunun kuruluş personeli yaklaşık 70 kişiyi buluyor.

 



Bu listenin ve diğer görevlilerin ayrıntılarını yeni kurulan Müzemizde görebileceksiniz.

 

Okul karargah personeli  



Bununla birlikte , ilk yıllarda görev alan personelimizi Selimiye Albümündeki görüntüleriyle şöyle anımsayabiliriz .

 

Okul Karargahı

 

Komutan muavini P.Yarbay Rüstem TANAÇ komutasında asker ve sivil personelden oluşuyordu.

Levazım ve İkmal personeli  



Lojistik destek faaliyetlerini kendilerini uzağımızda  ama hizmetlerini yakınımızda tutarak yürüten subay ve ast subaylar .

Öğrenci Grup Amirliği



Öğrenci Grup Amirimiz P.Yarbay Abdullah Özer .

Sınıf Amirlikleri  



1959 – 1962 yılları arasında okulumuzda 3 sınıf mevcut : 

1 nci sınıf amirliği  



 P.Yb. Şerafettin BAŞEREN ;  

P.Bnb.M.Ali ÖZCAN                                              

P.Bnb. Muharrem CANTEZ

2 nci sınıf amirliği  

 

P.Yb. Akif ALTAN

P.Bnb.Kamuran BERKMAN             

P.Bnb. Burhan BERK      

3 ncü sınıf amirliği

 

Sv.Bnb. H. SİLAHÇIOĞLU

P.Bnb. Rıza AKLOM

Kd.Bçv. Haydar YAZGAN ‘ hatırlıyoruz.

 

Öğretim kadrosu

 

Öğretim Müdürü :

Okulun dinamik ve genç öğretim kadrosunun başında , örnek bir yönetici olarak öğretmenlerin ve öğrencilerin
saygı ve sevgisini kazanmış bulunan ,Öğt. Alb. Murat KIRKPINAR,

Öğretim Müdür Muavini  

 

İlk müfredat programını hazırlayarak, eğitimin kesintisiz yürütülmesini sağlayan, mezuniyet törenlerinde en ön saflarda
koşuştururken hatırladığımız Öğt. Bnb. Remzi ŞANLI

Bu arada , Remzi ŞANLI öğretmenimiz iyi bir planlamacı olarak hiçbir dersin boş geçmemesi için öğretmen
görevlendirmesi yaparken - bir biyoloji öğretmeni olmasına rağmen-  kendisine planladığı hemen hiçbir derse
girmeye fırsat bulamadığını da hatırlayalım..( Alıntı : Hayri GÜNER )

 

Sınıf öğretmenlermiz

     

 

Sınıf öğretmenlerimizi ,yine, Selimiye Albümünde yer alan sırada ve belleklerimizde hala saklı olan görüntüleriyle
 sizlere hatırlatmakla yetineceğim.
Bu akşamki yemeğimizde , anılarımızı dile getirirken kendilerinden çokça bahsetmek fırsatı  bulacağız..

 

 

 

 

 

 

 

 

 



13-Yabancidil

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Okula ilk  atananlar

 

 

Okula ilk atananlardan muvazzaf personel arasında P. Yb. Rüstem TANAÇ var…
Komutan muavini… Göreve katılır katılmaz o tarihlerde lağvedilen 3 üncü Kolordu Karargâhından
okula tahsis edilen döşeme ve oda takımlarını almaya gidiyor…

 

İlk sınıf subayı ise P. Bnb. Kamuran BERKMAN

Kuleli ‘den geliyor. İlk işi ,
Erzincan Askeri Ortaokulundan gönderilen okul kitaplarıyla , Adana’dan gelen yataklık pamuk balyalarını okula taşıtmak.

 

 

 



Daire Müdürlüğüne P. yarbay Fikri İNAN getiriliyor..

 

Selimiye Askeri Ortaokuluna muhafız ve destek birliğinin ilk erleri İzmit’teki birliklerden tertip ediliyor…
 Başlarında Hizmet Bölük Komutanı P. Bnb. Yaşar Alpay. Muhafız Bölük Komutanı ise P. Bnb. Cahit UZTAN

Bu fedakâr personel asli görevleri dışında, yaz ortasında, kışlanın onarımı ve dershanelerin inşası için toz toprak
yığını arasında mesai mevhumu tanımadan günlerce çalışarak okulumuzu açılış gününe yetiştirmeye çalışacaklardı…     

 

O sıralarda kışlanın elektrikleri kesik… Nöbetçi Subayları erat yoklamasını el fenerleri ışığında yapıyorlar…
Kışla ilk elektriğine 9 Eylül günü kavuşuyor… Kışlanın önce batı, daha sonra güney ve doğu cepheleri ışıklandırılıyor…

 

 

Bu arada , kışlanın tarihi çeşmeleri de teker-teker yenileniyor, mevcutları onarılıyor…

Askeri hapishanedeki mahkumlar naklediliyor

Siyah beyaz kışla

 

Kışlanın güney cephesinde bulunan ve 8 inci Tümenin geride bıraktığı Askeri Hapisanede ki 
tutuklu
erler  yanık türkülerinin öğrencilerin cıvıl-cıvıl sesleri arasına karışmaya başladığı günlerde
Okul Komutanının girişimleriyle başka bir birliğe naklediliyor…

Okula giriş sınavları ve öğrenci seçim sistemi  

 

 

 

 

 

50’li yılların sonlarında askerlik iyi bir gelecek ve itibarlı bir meslek olarak görülüyor.

Eğitim ücretsiz , tüm masraflar devlet tarafından karşılanıyor..  

 

Askeri okula giriş ilanları binlerce aileyi Kuleli Askeri Lisesindeki kayıt-kabul komisyonu önünde kuyruğa sokuyor…

Sınavlar ve Mülakat Kuleli Askeri Lisesinde yapılıyor..




Sağlık muayeneleri için Haydarpaşa, Gümüşsuyu, Kasımpaşa Asker Hastaneleri arasında öğrenciler ve aileleri mekik dokuyor..

 

Bu yansıda Kuleli’deki koşu sınavını görüyorsunuz. Ama , o tarihlerde , Kuleli futbol sahası etrafında
 yoksulluktan spor ayakkabısı alamayanların – çıplak ayakla ve hatta iç çamaşırlarıyla yaptığımız  koşunun
yürekleri parçalayan manzarası aklımızdan çıkmıyor..

Bütün bu sıkıntılara dayanamayan bazı velilerin çocuklarını sınavdan geri çekmişlerdi..

.

Giriş sınavlarında öğrencilere ‘’İmtihan giriş belgesi ‘’ olarak yansıda görünen bir kağıt verilmişti

 

 

Giriş sınavlarını kazanmış olsak bile,  mahalle karakollarından yapılacak ‘Gizli tahkikat’ sonucunda’’
 temiz raporu’’nun gelmesi gerekiyordu..

 

 

Sınavları kazanan ve gizli tahkikattan geçen öğrencilerin ailelerine yansıda görülen bir kabul yazısı gönderilmişti..
’’ mecbur olduğu vesaiki tam olarak komisyonumuza verdiğinden….okulumuza kabul edildiğini bildirir mazbatadır. ‘’


Sonuç olarak, başvuru yapan yaklaşık 15.000 adaydan :

 

I nci sınıflara    : 1091

II nci sınıflara   :   412

III ncü sınıflara :   372 olmak üzere

Toplam             : 1875 kişi alınacaktı.  ( Alıntı : Selimiye Albümü )

 


Okula ilk yıl başlayanlar arasında yansıda  adeta ‘’kriminal sabıkalı’’ görüntüleri bulunan Erzincan Askeri Lisesinden
gelen öğrenciler de bulunuyordu..Yaş ve cüssesi bizlerden büyük bu ağabeylerimiz zaman, zaman bizlere dayak atarak
kendilerini saydırmak isteyeceklerdi..


Okuldan istenen malzeme ve  belgeler :

 

Okula gelmeden önce öğrencilerden şu belge ve malzemeler istenmişti :

Belgeler :

1.    Noterden tasdikli taahhüt senedi

2.    Tasdikname aslı

3.    Nüfus hüviyet cüzdanı aslı

Malzemeler :

1.    Eşofman ( 75 lira)

2.    Beyaz lastik ayakkabı

3.    İki adet beyaz atlet fanila

4.    Kırtasiye malzemesi ( 30 lira)

Yüklenme senedi (Taahhütname)   

 

Okulu kazananların noterden onayllı bir yüklenme senedi ( Taahhütname ) getirmesi istenmişti..

Her aile öğrencinin okuldan çıkarılması halinde 9.000 tl ‘lik okul masraflarını ödemek   için bir yakınını
kefil olarak göstermek zorunda kalmıştı…

 

Bu yüklenme senedinde garantisini verdiğimiz  şeylerin arasında şu ilginç ifadeler de yer alacaktı : ‘’…
öğrenci iken evlenmeyeceğimi taahhüt, saralı, uyku halinde gezme,bayılma, marazi çarpınma hastalıklarına
müptela bulunmadığımı ve sidikli olmadığımı beyan ederim
….

 

Sonuç olarak ;

O yıllarda binlerce memur , işçi , köylü aile , oğullarının geleceğini garantilemiş olmanın gurunu yaşayacaktı .



Sınavları kazanarak yurdun dört bir köşesinden okula çağrılan öğrenci ve ailelerini bir sürpriz bekliyordu…

Ekim ayının başında sevinç ve heyecanla okula gelen öğrenciler, nizamiye kapısından geri çevrildiler…
 Okul altyapısı henüz öğretim için hazır değildi…Gelenlere 15 Kasım günü geri gelmeleri söylendi..

 

 

Okulun ilk katılanlardan birisi, Kıbrıslı iki öğrenci ile birlikte, memleketinden ( Kars )   elinde küçük bir bavulla
ve cep harçlığı ile gelen Halil Kalaycı (Emekli Tuğgeneral) …

Ailesi yanında olmadığı için memleketine geri dönemiyor..

 

Okul henüz açılmamış olduğu için Okul Komutanının talimatıyla  Kuleli Askeri Lisesi ne gönderiliyor.
Okul revirinde misafir öğrenci olarak ağırlanıyor…

İlk ayrılan öğrenciler   

 

 

Kuleli ‘den gelen  beklemeli öğrenciler okula ilk gelenler arasında… Bu öğrenciler daha sonra -2 inci Zırhlı Tugay’dan ödünç(!)
olarak alınan bir GMC ile- Haydarpaşa garına oradan da trenle Erzincan’a gönderiliyorlar…

 

Öğrencilerin 15  Kasım tarihinde   okula geri gelmeleri istenmişti… Okulumuz 17 Kasım 1959 , Pazartesi günü açılacak ;
okula katılımlar kasım ayı boyunca aralıklı olarak sürecekti…

 

Amerikan  Ordusunun kendi askeri öğrencileri için 2 inci dünya savaşı yıllarında hazırlanmış ve depolanmış
 öğrenci kıyafetleri ( Haki renk dik yakalı kopçalı mont ve pantolon, kayık kep ve kösele tabanlı botlar ,
Batlle-dress olarak biliniyor..) askeri yardım olarak alınmış ve dağıtıma hazırdı…

Son sınıfların şapkalı harici elbiseleri ise alt sınıf öğrencilerinin imrenerek giymeyi bekledikleri
’Harici elbise’’ olarak adlandırılan üniforma modeliydi..

 

Botu olmayana iskarpin



Askeri botların çoğu öğrencilere uygun boyutlarda olmadığından birçok öğrenci geçici olarak sivil iskarpin
 veya lastik ayakkabı giymek zorunda kalmıştı…

Üniformalarımızla gururluyuz

 

 

Eksikliklerine rağmen üniformayla gezmek  yine de öğrencilere ve ailelerine gurur veriyordu…

 

 

Sınavları kazanarak okula kaydolan öğrencilere Kimlik Belgesi olarak ‘’ Yansıda örneği görülen 
‘’ Askeri Öğrenci Hüviyet Cüzdanları ‘’ dağıtılacaktı

 

 

1 Kasım günü okulda bulunan öğrenci ve velileri kayıt ve kabul işlemleri için bekleşirlerken, vaktin hayli gecikmesi üzerine,
Okul Komutanın emriyle okulun orta bahçesinin doğu kesimine kurulan masalarda ilk öğle yemeği servis edilecekti
Tavuk, tavuklu pilav ve üzüm hoşafından oluşan ilk açılış günü yemeği, ilk duanın ardından ,
okul personeli, veliler ve öğrencilerle birlikte yenecekti…

 

Sonraki günlerde Marshall yardımından gelen 1945 damgalı etler ve hindiler kara kazana girmeden önce
kendilerinden yaşlı bu erzak mutfak nöbetine giren öğrencileri şaşırtacaktı…  

 

İlk sınıflar 60’şar kişilik olacak, ileriki yıllarda sınıf mevcutları 40 ‘a kadar düşürülecekti…

 

Okul Komutan ve Öğretmenleri elbirliğiyle Kütüphane, Laboratuar ve Müzik eğitimi salonlarının en kısa sürede 
faaliyete geçmesi için büyük  çaba harcayacaklardı.

Okulun onarımı bir yandan devam ederken, öğrencilerin sağlık sorunlarını tedavi etmek için henüz bir revir kurulamamıştı…

50 yataklı hastane ünitesi için yer olarak İngiliz hemşire Florence Nightingale’ in tarihi odasının bulunduğu

Kuzeybatı kulesinin altındaki odalar seçildi… İlk doktorumuz Ütğm. Nail MAZICI, ilk hemşiremiz ise Leman CUMHURCU…

 

 

 

Sağlık için kurulan düzene ve gösterilen ihtimama karşın muhtelif nedenlerle hastalanan ve hayatını kaybeden iki arkadaşımız oldu.  

 

259 Fethi SELÇUK ve 755 Ertuğrul KAHRAMAN ..

Bu küçük kardeşlerimizin mezarları,  izne çıkışlarında Duvardibi yoluyla Üsküdar’a yürüyen Selimiyeli arkadaşları
tarafından uzun yıllar düzenli olarak ziyaret edilecek,  adeta onları hiç yalnız bırakmak istemeyeceklerdi…

 

 

 



Okulun alt yapı noksanlıklarına rağmen, öğrencilerin bedenen ve ruhen gelişimi için gösterilen gayretler kesintisiz olarak devam edecek , bu çerçevede , beden eğitimi dersleri genellikle açık havada ve okulun güney bahçesindeki açık alanda icra uygulanacaktı..

 

 

 

Okulun ilk Beden Eğitimi Öğretmenlerinden Ütğm. Münir BİBERCİ önderliğindeki okul atletizm takımı katıldığı
ilk yarışmalarda ( 12 Mart 1960 ) İstanbul’daki Orta Okullar arasında 2 inci olmuştu…



Bu başarıyı takiben Yılmaz ÖZKAN arkadaşımız, 29 Kasım 1960 tarihinde yapılan yarışmalarda 100
ve 200 m koşularında
 birincilik alarak Okulumuza ilk şampiyonlukları kazandıracaktı…

Okulun jimnastik takımı (elit takımı), tüm spor etkinliklerinde ve bayramlarda oldukça başarılı gösteriler
yapacak ve bu kadrolar sonraki yıllarda Kuleli ve Erzincan Askeri Liseleri takımları için sağlam bir temel oluşturacaktı.

 

Okul Basketbol takımı , başlarında öğretmenleri Altan CEYLAN ile Ortaokullar arası ve hatta Askeri
Liseler arası yarışmalardan kupalarla dönecekti..



Selimiye’nin ilk büyük toplu gösterisi 27 Mayıs devriminin heyecanı içinde 27 Haziran 1960 tarihinde
 Mithatpaşa Stadında yapılacaktı..

İstanbullular Selimiyelileri bu  bayramda topluca ve yeni kıyafetleriyle Mithatpaşa ve Fenerbahçe
Stadyumlarındaki
gösterilerde tanımış ve sevmiş,

 

 yollar boyunca bando eşliğindeki geçişlerini çılgınca alkışlayarak kucaklamışlardı…

 

Okulun merasim kıtasının ilk resimleri 2 Haziran 1960 tarihli bazı büyük İstanbul gazetelerinin ön sayfalarında
 boy göstermeye başlamıştı bile…

 

Gösterilerin hazırlanması ve uygulanmasında genç ve yakışıklı spor öğretmenlerimiz Şevket SÜMER ve Yüksel ERDİNÇ
in dinç ve enerjik tavırları öğrencilere ömür boyu örnek oluşturacaktı…

 

 

 

 

Okulun ilk öğrenci bandosu , Kuleli Lisesinden atanan Emir Subayı Ekmel YALÇIN denetiminde
Bando Kıdemli Başçavuş Abdullah UYGUR’ un çalışmalarıyla kurulmuştu…

Okul bandosunun bir parçası olan sevimli Fifre Takımı özellikle 1 inci sınıf öğrencilerinden teşkil edilmişti.  

Askeri müzik toplulukları içinde en son fifre takımı teşkilatı olarak kabul edilen bu takım 1963 yılında
Selimiye Askeri Ortaokulunun kapatılması ile yaşamını tamamladı
ve daha sonra ne Silahlı Kuvvetler
ne de sivil teşekküller bünyesinde örneğine rastlanmadı.

 

 

Abdullah Başçavuşun, yazın bunaltıcı sıcaklarında, tombul ve sevimli yüzünden akan terleri iri mendiliyle kurulaması
merasimlerde eldiven, trampet sopası ve hatta davul tokmağı gibi eşyalarını kaybedenlere bunların  yedeklerini
pantolonunun cebinden dişlerini gıcırdatarak homurdanırken  çıkartıp bizlere uzatışını bu gün gibi hatırlayanlar şu aramızda bulunuyor…

 

 

Okulun ilk askeri bandosu ise, ancak gerekli ekip ve donanım temin edildiğinde, Ankara’da lağv olan 43 ncü Süvari Alayının
Bandosu okula tahsis edilerek 1961 yılında teşkil edilebildi..

Selimiye Askeri Ortaokulu eğitime başladığında bir okul marşı henüz yoktu..

 

Söz ve müziği Serdar ÖZTÜRK tarafından hazırlanan ve Selimiye Marşı, ilk kez 19 Mayıs 1961
Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında İstanbullulara duyurulacaktı..

22 ekim 1960 tarihinde bizzat Serdar Öztürk  tarafından imzalanan orijinal beste arkadaşımız Hami GERÇEK
tarafından bu güne kadar saklanarak Okul Müzesinde sergilenmek üzere armağan edilmiştir..

( Selimiye Marşı Güftesi )

 

Terhis olduktan sonra iki yıl daha sivil öğretmen olarak çalışan Serdar öğretmen için Selimiye Marşı, 
ilk şiiri ve ilk bestesi olarak , sanat hayatında ve yaratıcı dünyasında hep yaşayacaktı

14 Ekim 1960 tarihli , o günlerin en gözde dergisi ‘’ Hayat Mecmuası’ nın orta sayfası Kuleli ve

 Selimiye askeri okullarını tanıtımına ayırmıştı..

 

İlk karede , öğrencilerin ‘’Okul Komutanı Kur.Alb.Ferit ERDOĞAN’ ı babacan tavırlarından dolayı çok sevdikleri ,

 dillerinden Selimiye Marşını düşürmedikleri ‘’ yazılıydı..( Bu resimde dikkat edildiğinde , Okul komutanı,

elinde tuttuğu fanfar denilen borunun boyu ile onu çalan öğrencinin boyu arasındaki orantıyı işaret ediyor..)

 

( Slayt -99 ) Alıntı : Saynur KIRÇIL

Bir başka karede :  o günlerde sayısı çok az olan Bayan Subaylardan Feriha TÖREYEN öğretmenimiz

Almanca dersinde tahta başında görünüyor ,

 

Alıntı : Saynur KIRÇIL

 

 

Alıntı : Saynur KIRÇIL

Okul Bağlama Takımının müzik dersanesindeki çalışmaları da bu tanıtımda ayrıca yer alıyordu..

Günlük yaşamdan kesitler :

 

Çarşamba , ziyaret günü :

   

 

Çarşamba günleri, velilerin öğrencileri ziyaret günüydü…

Okul nizamiyesine ziyaretçiler geldiğinde , kışlanın her bir yanına dağılmış bizler kapıdaki görevli erin derme
çatma ses tesisatına bağlı hoparlörlerden bize şöyle seslenmesini heyecanla beklerdik :

 ( Alıntı : Berker BARÇAK )

Evlerden getirilen çeşitli yiyecekler , ayrım gözetilmeksizin öğrencilere paylaştırılacaktı..

 

 

Aylık harçlık olarak dağıtılan 187 kuruşluk maaş bordro ile dağıtılıyordu ama çikolata almaya bile zor yetiyordu

 

 

 

Ziyaretçisi olmayan, yakınları uzak illerde bulunan kimi öğrencilerin mahzun halleri, yetim oldukları

duygusunu uyandırdığından, bazılarımız için ‘’Selimiye’ ‘’ Yetimhane’’ olarak adlandırılacaktı..

 

 

Koğuşlar  en az 40-50 ranzalık muhtelif büyüklüklerde kışlanın batı cephesinde Marmara denizi manzaralı
odalardan oluşmaktaydı...Koğuşların rabıta tahtalı taban döşemeleri katranla sıvanarak haşarata karşı bir ölçüde
koruma sağlanması düşünülmüştü…

 

 

Öğrencilerin harçlıklarına göz koyan bir arkadaşımız, ‘’yastık altına para bırak’’ şeklindeki yazılı uyarılarına
uymayanları, gecenin karanlığında, çarşafa bürünüp hayalet kılığında arkadaşlarımızı korkutmaya çalışacaktı..

Kara Belâ” söylentisi , sonraları ‘’ gözleri renkli far gibi  yanan , ayaklarındaki yaylar sayesinde bahçeden
zıplayarak üst katlara ulaşabilen ve hortlağı andıran
‘’ imajıyla bir efsane haline gelecekti

Gece , yat borusundan sonra , Selimiye kışlasının ıssız ve karanlık koridorlarında helaya gitmek üzere
 yatakhaneden ayrılan çocukların önüne aniden çıkarak , onları tehdit eden , hatta bir seferinde rahmetli
Feriha öğretmeni de korkutarak en yakın bir odaya ağlayarak sığınmasına da  neden olan bu arkadaşımız ( Aslan ANIL )  

 

 

Neden sonra , Öğretmenlerimizden  Yzb. Faruk ÇAĞLAYAN,  el yazısından  teşhis ederek kendisini
uyaracak ve bu efsaneyi sona erdirecekti....( Alintı Tahsin İlker METİN)

 

 

 

(Alıntı : Hami GERÇEK )

Teknoloji meraklısı bir kısım öğrenci, kibrit kutusuna sardıklar telleri su borularına bağlayıp portatif radyo
 haline getirerek , özellikle naklen maç yayınlarını kuyrukta bekleyen arkadaşlarına sırayla
dinletmeleri unutulmaz anılar arasına girecekti…

Okul yemekhanesindeki öğünlerde - özellikle sabah ve akşam yemeklerinde-  sofraya geç gelen öğrencileri
muziplikle cezalandırmak için o kişiye ayrılan yemek diğerleri tarafından yenir veya saklanır, masanın üzerine
 zeytin tanelerinden oluşturulan bir dize ile ‘’ Amuda kalktın’ jargonu yazılırdı…

 



*Soğuk kış günlerinde, okul öğrencilerinin başında toplanarak ısınmaya çalıştıkları saç sobaları kuran kişi
Yaşar Sadi BESKİYA ustaydı…

* Okulun ilk terzi ustası Mehmet GÜVEN ile kadın terzisi  Macide TEKİN  usta ve becerikli elleriyle
Marmara’ya bakan odalarında bitmez tükenmez dikiş ve onarım işlerini yürütürlerdi..

* Hademe Hüseyin, kadın işçi Havva, Berber Hüseyin, çaycı Osman, Gazinocu İsmail

* Kışlanın Cami tarafındaki tarihi hamamını işleten ise Mahmut SÜSLÜ…

 

günlük hizmetlerin yürütülmesinde gösterişsiz ama değerli emekleriyle hatırlardan çıkmayacaklardı…

 

Günlük yaşantımızın acı-tatlı anılarını yeniden canlandırmak üzere okulumuzun diğer faaliyetlerine geçmek istiyorum..

 

Eğitim-Öğretim dönemindeki gecikmelerden ötürü

Diploma Törenleri Eylül ayı sonuna doğru yapılabildi..

 

Dursun Ali ÇALIMLI , Okul Komutanından ‘’ En başarılı kısım ‘’ flamasını alırken

İlk okul birincimiz   Adil NORGAZ 1960 yılında, sonraki yıllarda ise Ercan ERTÜRETEN (1961) ,
Hikmet ERGİN ( 1962 ) Tevfik KARAÇAYIR  ( 1963 ) de okul kütüğüne gururla çivi çakmışlardı…

 

 

Okulumuzun ilk ve son albümünün hazırlanması , 1960 yılında ilk mezunlarımızı vereceğimiz sırada
 Süvari. Bnb. Hikmet SİLAHÇIOĞLU’ nun aklına gelmişti.

Öğrencilerden oluşturulan bir ekiple birlikte Okul Fotoğrafçısı olan Engin ARINMIŞ’ ın çalışmaları ve
 arşivinden desteklenen resimler ile bir  çalışma yapılarak, o tarihlerde  okulda bulunan öğretmen ve öğrencilere -
 o da gecikmeli olarak - dağıtılmıştı…Bu çalışma ne yazık ki takibenden yıllarda yapılamadı…

 

Okulumuzun kapanış öyküsü konusunda elimizde ne yazık ki fazla bir bilgi bulunmuyor..

Muh.Bl.K. İsmail H. HACIPAŞALIOĞLU’ nu okul kapandıktan sonra , okulda kalan eşya ve malzemelerin
çeşitli askeri birlik ve kurumlara dağıtılmasında bizzat görevlendirildiğini biliyoruz sadece..

 

 

(Alıntı Serdar ÖZTÜRK)

 

Sözlerime bitirmeden önce, tarihçe sunumu için ulaşabildiğimiz tek yazılı kaynak olarak ‘Selimiye 1959–1961’
başlıklı broşürü hazırlamış bulunan Sevgili Öğretmenimiz Serdar ÖZTÜRK’ ün e Selimiyeliler adına
huzurlarınızda teşekkürlerimizi sunmak istiyorum.

 

Selimiye şiiri..

 

 (Alıntı Serdar ÖZTÜRK)

 

Serdar öğretmen , bu broşür  kapağının kenar süslemeleri arasına ayrıca bir şiir de gizlemişti.. 

….

Dört ufka selam gönderiyor dört kulesinden;

Destanlar açan orduların süngü sesinden.

Çepçevre sarar seslenişin dört yanı birden

İstanbul’a bir hatırasın şanlı devirinden..

….

 

Selimiye Marşı,  ilk şiiri ve ilk bestesi olarak , Serdar ÖZTÜRK öğretmenimizin başarılı sanat hayatında
ve yaratıcı dünyasında hep yaşayacaktı
Bu yıl 55 nci yılını dolduran ve bunu bir kariyer albümü ile ölümsüzleştiren
öğretmenimize sanat yaşamının geri kalan yıllarında da sağlık ve başarı dileklerimizi sunmak istiyorum.

Selimiye Askeri Okulu web sitesi

Son olarak, üzere hazırlanan Selimiye’liler web sitesinden söz etmek istiyorum.

 

Berker BARÇAK :

 


Selimiye Askeri Ortaokulu web sitesi bir  “anı sitesi” olarak arkadaşımız Berker BARÇAK tarafından hazırlandı.
Berker Barçak, Web sitesinin kurulmasıyla ilgili 10 yıllık hayalini nihayet geçtiğimiz yıl bulduğu eski
okul albümünden yola çıkarak oluşturdu …Bu sitenin hepimizin  katkılarıyla , okulla ilgili anılarımızı sonsuza kadar
muhafaza etmek ve ileriye taşımasını temenni ediyoruz..

Berker BARÇAK kardeşimize , tüm arkadaşlarım adına minnet ve teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum..

 

 

Son sözler.. :

Şu anda aramızda bulunanlar dâhil, tüm öğretmen ve yöneticilerimizin bilgili, ilkeli, söz  ve davranışları ile
yurdun her bir köşesinden gelen farklı kültür ve eğitim seviyelerindeki bizleri aynı çizgide tutmak için göstermiş
oldukları değerli çabaları burada sıralamak ve ödüllendirmek için sözcükler kuşkusuz yetmeyecektir…

Umarız onlar için asıl ödül bizleri karşılarında kendilerine karşı en derin saygı ve sevgi  duygularıyla
dolu olarak selamlarken görmektir.

Şair ve Doktor Behçet BAYSAN

 

 

Alıntı : Berker BARÇAK

 

Sözlerime son verirken sizleri okulumuz öğrencilerinden şair Behçet BAYHAN’ ın kaleme aldığı

 


Alıntı : www.selimiyeaskeri.org  Berker Barçak

 

SELİMİYE

İstemem vermeyin geri dönen mektuplarımı
ağır bir tramvay, akşamüstü, çın, çın Paşakapısı
bu saatler okul dönüşüdür, gökyüzü bile yatılı
deniz, martılar ve acı hepsi aynı yöne gider
düşlerin gündüz ve gece olarak ikiye ayrıldığı.

Bir ranzaya çıkarak kırık camlı pencereden
mor sarı ışıklarla dolardı trenler koğuşa
haki battaniyelerdi sarıldığım annemin eli
ve tahta dolap kapaklarında istasyon adları
sanki bin kilometre uzakta bir şehirdi Haydarpaşa
.

 

Arz ederim.

Cenap DURU